MED7 iki devlet çözümü önerisini “tasvip etmiyor”
AB üyesi 7 Akdeniz ülkesinin oluşturduğu MED7’nin Dışişleri Bakanları toplantısı dün Atina’da gerçekleştirildi. Toplantı sonrasında yapılan ortak açıklamada, Cenevre’de gerçekleştirilen gayriresmî 5+BM konferansına da değinilerek, “Türk tarafınca dile getirilen iki devlet çözümü önerisini tasvip etmiyoruz" denildi.
AB üyesi 7 Akdeniz ülkesinin (Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz, Malta, Güney Kıbrıs, Yunanistan) oluşturduğu MED7’nin dışişleri bakanları toplantısı dün Atina’da gerçekleştirildi. Toplantı sonrasında bir de ortak açıklama yapıldı.
Ev sahibi Yunanistan’ın Başbakanı Kiriakos Miçotakis konferansta yaptığı konuşmada, “Kıbrıs’ta iki devlet çözümüne dair görüşme olamayacağını” öne sürerken, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis Türkiye’yi “bölgedeki istikrarı baltalamakla” suçladı. Konferans sonrasında yapılan ortak açıklamada ise Türkiye’nin Kapalı Maraş’ta “ihlalde bulunduğu” iddia edilerek bundan “ciddi endişe” belirtildi.
Alithia’ya MED7 konferansında konuşan Yunanistan Başbakanı Miçotakis, ülkesinin Kıbrıs sorununun, BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun iki bölgeli iki toplumlu federasyon zemininde çözümüne güçlü bağlılığını dile getirdi, “iki devlet çözümüne dair hiçbir görüşme olamaz” iddiasında bulundu.
İki devlet çözümünün “Avrupa müktesebatını ihlal ettiği” gerekçesiyle yalnız Rum yönetimi veya Yunanistan değil hiçbir AB ülkesi tarafından “görüşülemeyeceğini” savunan Miçotakis, “Türkiye ve Kıbrıslı Türkler bu pozisyondan başlarsa kimse konuya dair yapıcı bir görüşmeye başlayamaz” ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, MED7 sonrasında, Türkiye’yi “bölgedeki istikrarı baltalamakla” suçladığı bir açıklamada bulundu.
Fileleftheros’a göre Hristodulidis, Türkiye’nin son dönemlerde Doğu Akdeniz’deki araştırmalarına yeniden başlayacağını ve kapalı Maraş’a dair yeni projelerini dile getirmesini “AB üyesi bir ülke olan Kıbrıs’a karşı saldırgan söylem” diye niteledi.
Türkiye’nin bu projelerinin “bölgedeki istikrarı ve iş birliğini baltalama hedefini taşıdığı” iddiasında da bulunan Hristodulidis, “Bu aynı zamanda Kıbrıs sorununa, uzlaşılmış çerçevenin ve AB ilke ve değerlerinin dışına taşmakla kalmayıp Kıbrıs halkının: Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin çoğunluğunun isteğine tamamen ters bir çözüm şeklini zorla dayatmaktır” dedi.
Hristodulidis, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğinin ele alınacağı Avrupa Konseyi’nde “AB’nin itibarını güçlendirecek, çok daha jeopolitik bir rol oynama arzusunu kararlılıkla ortaya koyacak ve AB’nin üye devletler arasındaki dayanışmanın boş bir ilke olmadığını gösterecek bir sonuç çıması” ümidini dile getirdi.
Haberde Hristodulidis’in MED7 çerçevesinde, Yunan dengi Nikos Dendias ile Kıbrıs sorunu, bölgesel gelişmeler ve karşılıklı ilgi konularını (Avrupa Konseyi öncesinde iki ülke arasında koordinasyon sağlanması) ele aldıkları baş başa bir görüşme yaptıkları da kaydedildi.
FRANSA’DAN DESTEK
Fileleftheros, MED7 için Atina’da bulunan Fransa Dışişleri Bakanlığı AB-Avrupa Konularından Sorumlu Bakan Yardımcısı Kleeman Bon, mevcut bölgesel meydan okumalara karşı ülkesinin Yunanistan’a ve Güney Kıbrıs’a desteğini vurguladı. Bon, “Doğu Akdeniz konularında Türkiye ile görüşmeye, ancak geçen sene çeşitli görüşmelerimizde gösterdiğimiz gibi dayanışma ve kararlılık ruhu ile görüşmeye hazırız” dedi.
Rum haber kaynaklarına göre MED7 sonrasında yayımlanan ortak açıklamada, Türkiye’nin kapalı Maraş’taki faaliyetlerinden “ciddi endişe” belirtildi ve kapalı Maraş’ın BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarıyla belirlenen statüsüne işaret edildi, bu kararların uygulanması istenen açıklamada yapılanların “derhal geri alınması” istendi.
Ortak açıklama metninde “Kıbrıs sorununa iki bölgeli iki toplumlu, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekliyle siyasi eşitliğe sahip federasyonla kapsamlı ve sürdürülebilir bir çözüme” destek beyan edildi, bu kararların herkes için bağlayıcı, Avrupa müktesebatına, Avrupa ilke ve değerlerine uygun olduğu görüşü ortaya konuldu.
“ELİMİZDEKİ BÜTÜN SEÇENEKLERİ VE ENSTRÜMANLARI KULLANIRIZ”
Açıklamada, “Müzakerelerin yeniden başlaması çabaları Kıbrıs’ın hükümranlık alanında ve deniz bölgelerindeki yasadışı ve kışkırtıcı davranışları daha fazla küçümsememelidir. Bu tür eylemler karşısında AB’nin ve üyelerinin çıkarlarını ve bölgedeki istikrarı korumak için elindeki bütün seçenek ve enstrümanları kullanma kararlılığını yineleriz” ifadelerine yer verildi.
Cenevre’de gerçekleştirilen gayriresmî 5+BM konferansına da değinilen ortak açıklamada, “Türk tarafınca dile getirilen iki devlet çözümü önerisini tasvip etmiyoruz. Türkiye’nin BM kararları, özellikle de 1251 sayılı karara uygun davranmayı taahhüt etmesi çok kritiktir” denildi.
“Doğu Akdeniz’de güvenli ve istikrarlı bir bölge yaratılması AB açısından stratejik önemdedir MED7 ülkeleri bölgeyle ilgili bu ortak vizyonu paylaşır” ifadesi kullanılan ortak açıklamada, şunlara da yer verildi:
“KIBRIS’IN DAVETİNİ KABUL ET”
“İşbirliğimizi bütün komşu ülkelere genişletmek istiyoruz. Bütün bölge ülkelerini deniz hukuku da dahil, AB üyesi bütün devletlerin egemenliğine ve egemenlik haklarına saygılı olmaya çağırıyoruz. Ana mesele, Türkiye’nin uluslararası hukuku ihlal eden yeni tahriklerden uzak durmasıdır. Kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlandırması iyi niyet ortamında, UNCLOS da dahil uluslararası hukuka mutlak saygı gösterilerek diyalog ve müzakere ile yapılabilir. Türkiye’yi Kıbrıs’ın, kıyıları arasındaki deniz bölgelerinin sınırlarını belirlemek üzere diyaloğa başlama veya konuyu Uluslararası Mahkeme’ye götürme davetini kabul etmeye çağırıyoruz.”
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.