Stefanos Stefanu: “1960’a dönüş tamamen yanlıştır ve hiçbir mantığa sığmaz”

AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs sorununda nereye gittiğini bilmediğini, 1960 Anayasası’na dönüş önerisinin de içinin boş olduğunu, bu konuda yönelttikleri hiçbir soruya cevap vermediğini söyledi.

Stefanu Politis’e verdiği özel röportajda Kıbrıs sorununda bugünkü çıkmaza, Türkiye’nin politikalarına ve uluslararası unsurun Rum tarafını muteber bulmamasına işaret ederek Anastastasiadis’in yeni 1960 Anayasası önerisinin kendilerini ancak taksime daha da yakınlaştırmaktan başka bir şeye yaramayacağını söyledi.

60’a dönüş önerisinin Türkiye’ye, uluslararası toplumda kalan tek itibarlarını da kaybetmelerini sağlayacak şekilde davranmak için geniş bir meydan tanıyacağı görüşünü ortaya koyan Stefanu “Başkan’ın bu aniden hatırladığı (60’a dönüş) tamamen yanlıştır ve hiçbir mantığa sığmaz. Önerinin içeriği bile yok” dedi.

Anastasiadis hükümetinin ciddi olmadığını, “son sürat taksime doğru gidildiğinden” Kıbrıs sorununun gerçekten de çok kritik bir döneminde olunduğunu, uluslararası unsurun söylediklerine ve BM kararlarına saygılı olması gerekirken tamamen ters istikamette ilerlediğini söyledi.

Stefanu, Anastasiadis’in Rum Ulusal Konsey toplantısında kendilerine, 25 Ağustos’ta Kıbrıslı Türklere 1960 Anayasası temelinde kurumlara geri dönmeleri ve her bir toplumun idaresinde kalacak toprağı görüşmeye başlamalarını önerdiğini kaydederek özetle şöyle devam etti:

“Kendisine, bir üniter devlet çerçevesinde olsa bile bu nasıl uygulanır? Bize garantilere, 60’ın katı vetosuna, Türkiye’nin müdahale hakkına ne olacak diye sorduk, cevap almadık. Olağanüstü Hal Yasa’mız ve bir dizi karar ile Anayasa’nın önemli yönleri değişti, bütün bunlar ne olacak diye sorduk, cevap almadık. Çünkü önerinin içeriği yok. Keza Başkan da Hükümet Sözcüsü de bunu kamuoyu önünde kısmen doğruladı. Biz Tatar’a bir öneri sunduk ve reddetti dediler. Bir gazeteci Sözcü’ye, iyi de Tatar kabul etseydi görüşecek bir şeyimiz var mıydı? sorusunu yöneltti, o da cevap almadı. Geçmişimizden ders almıyoruz.”

İngiliz fikirleri ile ilgili soruya “kriz ve müzakere boşluğu olduğunda bazı üçüncü taraflar iyi ya da kötü niyetle yeni zemin aramaya çalışacaktır, tabii uluslararası toplum Kıbrıs sorununu çözülmez sorunlardan biri görüp sadece olduğu yerde kalsın demezse. Biz bunu, Kıbrıs sorununun frozen conflict olmasını kabul etmeyiz. Çünkü Kıbrıs’ta fiili durum istikrarlı bir şey değil. Daha kötüye doğru erozyona uğruyor. Fiilen vardığımız taksim de an gelecek de jure olacak.”