"Cengiz Topel'in uçağı, Yunan savaş gemisinden açılan ateşle düştü"

Dillirga bölgesinde 1964 Ağustosu'nda yaşanan çarpışmalarda Pilot Yüzbaşı Cengiz Topel'in uyarı uçuşu yapan uçağını vuran uçaksavar ateşinin, Yunanistan tarafından gizlice Ada'ya gönderilen "Faethon" isimli savaş gemisinden atıldığı, gemide görevli bir mürettebat tarafından açıklandı.

Fileleftheros, "'Faethon'un Canlı Tarihi... 1964'teTürk Hava Kuvvetleri Tarafından Vurulan Tekne 46 Yıl Sonra Anılar Canlanıyor" başlıklı haberinde, Faethon isimli teknenin Yunan mürettebatından, o dönemde yaralanan ve büyük bir gizlilikle Yunanistan'a gönderilen Dimitrios Miçaços'un anlattıklarına özetle şöyle yer verdi:
"Faethon ve Arion o zamanlar Anastasiu Levendi tarafından satın alınan ve Kıbrıs'ın savunmasını takviye için hibe edilen iki tekneydi. 1935'te Almanya'da inşa edilen tekneler eski olduğundan tamir etme, personel sağlama ve silahlandırma işini Yunan Deniz Kuvvetleri üstlenmişti.
Ben Yunan filosunda yaver ve harekat subayıydım. Bir gün komutanın beni çağırdı ve beni Kıbrıs'ta gizli bir göreve seçtiğini söyledi. Görevin gizliliğinden dolayı bize Kıbrıslı ismi verdiler. Pire'den bayraksız, ayırt edici işaret olmadan ayrıldık. Kıbrıs karasularına ulaşana kadar sinyal vermememiz emri vardı. Sanki korsanlar gibiydik
Aldığım emir, Kıbrıs karasularında veya kıyı şeridinde herhangi bir tehdidi saptamak için devriye yapmaktı. Üssümüz Girne'deydi. Bir gece, 6 Ağustos 1964'te, Pomo, Aşağı Pirgo, Mansur ve Erenköy'e gitme emri aldık. Sabah olduğunda karada çarpışma olduğunu gördüm. Mansur karadan tahkimatlı ancak denizden tahkimatsızdı. Karaya birkaç atış yaptık, çatışmalar tam anlamıyla sona erdi ve Erenköy'e devam ettik.
Bu arada makinede sorun oldu ve sustu. RİK'ten, -mesajlarımızı RİK üzerinden gönderiyorlardı- Gemikonağı'na gitmemiz, makineyi tamir için oraya gelecekleri emrini aldık. Gemikonağı'na giderken üzerimizden iki keşif uçağı geçti. Ertesi günü Gemikonağı'na ulaştığımızda yemek için karaya çıktık. Gemide erzak yoktu. Sahilde bir lokantaya oturduk ve oradaki bir gazetede Türk uçaklarının aradıkları bir devriye botu için bir yük gemisinin üzerinden uçtuğunu ve bombaladığını okudum. Kısa süre içerisinde uçak bombasının sesini de duydum. Dışarı çıktım ve bir keşif uçağı gördüm. Bunu, savaş uçaklarının saldırısının takip edeceğini anladım.
Tekneye döndüm, evli ve çocuklu olanlara isterlerse gidebileceklerini söyledim. Ben subay olarak kalıp savaşmak zorundaydım. Yalnız bir mermim vardı, çünkü diğer dördü mühimmat olarak yanlış verilmişti. Tek motorla süratle kaçmaya başladık, saldırıdan kurtulmak için Amerikan bayrağı çekmiş yük gemileri gördüm.
Uçaklar saldırdı ve bizi vurdular. Mürettebattan ölenler oldu, ben de elimden yaralandım ancak yola devam etmeliydim. Mürettebata gemiyi terk etmelerini emrettim. Bir uçak vurduk ve pilotu paraşütle atladı, ancak öteki yaralı halde Türkiye'ye dönmeyi başardı."
Miçaços'un elindeki yaranın çok ciddi olduğunu, hastaneye götürülerek müdahalede bulunulduğunu ve ardından Atina'ya gönderildiğini yazan gazete, söylediklerini devamla şöyle aktardı:
"Daha sonra Atina'ya götürüldüm. Orada, gazetecilerin saptamaması ve olayın ortaya çıkmaması için kullanılmayan bir hastaneye kapattılar. Ancak orada tıbbi bakım yoktu, elim kangren oldu ve kestiler. Denizin içinde, insanın ne kadar vahşi olduğunu öğrendim"
Rum tarafına 1964'ten sonra ilk kez 2007'de gittiğini anlatan Miçaços, "İlk zamanlar bazı nedenlerle Yunanistan'dan Kıbrıs'a dönmeme izin vermediler. Faethon ölüleri asla tanınmadı. Yunanistan'da, asla anlamadığım nedenlerle o kişilerin fedakarlığı asla tanınmadı. Acaba doğru bir şey yapmadık mı? Acaba bunu yapmamalı mıydık diye soruyorum "
TAK
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.