Güney, şimdi de Suriye'yle münhasır ekonomik bölge anlaşması imzalıyor

Rum yönetiminin, sözde denizdeki "Münhasır Ekonomik Bölgesi"nin (MEB) sınırlarını belirlemeye yönelik anlaşmalar yapmaya "korkusuzca devam ettiği"; Mısır, Lübnan ve İsrail'den sonra şimdi de Suriye'yle de bu yönde bir anlaşma imzalamaya yönelik çalışmalarının ileri aşamada bulunduğu haber verildi.

Fileleftheros haberi "MEB Konusunda Yeni Anlaşmaya Doğru... Mısır, Lübnan ve İsrail'den Sonra Sıra Suriye'de... Meclise Hükümet Tarafından Yazılı Bilgilendirme" başlığıyla yansıttı.
Gazete Rum yönetiminin Mısır ve Suriye'den sonra geçen hafta da İsrail'le MEB sınırlarını belirleme anlaşması imzaladığını, bunu öfkeli tepkiyle karşılayan Türkiye'nin de konuyu AB'yi de katarak; Kıbrıs sorununun çözüm çabalarıyla bağdaştırmaya çalıştığını yazdı, şunları kaydetti:
"Dışişleri Bakanlığı'nın meclise gönderdiği 6 Aralık 2010 tarihli mektubunda açıklandığı üzere hükümetin Suriye'yle de böyle bir anlaşma yapılması yönünde perde gerisi temasları devam ediyor.
Bilgilendirme nitelikli bu mektupta; Ankara'nın neden bu kadar sert bir üslupla tepki gösterdiği ve bu tür anlaşmalar yapılmasını; hükümetin müzakere ettiği ülkeleri tehdit etme noktasına varacak kadar engellemeye çalıştığı sorularına cevaplar verildi.
Çünkü bu tür anlaşmalarla;
1-Kıbrıs Cumhuriyeti, Ankara'nın da taraf olduğu uluslar arası anlaşmalar temelinde egemenlik haklarını sağlamlaştırıyor
2-Deniz bölgelerinden mümkün olan her şekilde yararlanmaya yönelik hukuki zemini tesis ediyor. Bu bağlamda; Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesi içerisinde hidrokarbon ve doğalgaz yatakları saptanmasına yönelik araştırmalar yürütülmektedir.
3-Bölgedeki diğer ülkelerle iyi komşuluk ilişkileri geliştiriyor.
Dışişleri Bakanlığı'nın mektubunda işaret edildiği üzere Kıbrıs Cumhuriyeti'nin politikası; Deniz Hukuku anlaşmasının ilgili maddeleri ve orta çizgi (median line) ilkesiyle uygulanarak ikili anlaşmalar yaparak münhasır ekonomik bölge sınırlarının belirlenmesidir. Bunun için bazı komşu ülkelerle görüşüldü. 2003'te Mısır'la, 2007'de de Suriye'yle benzer bir anlaşma yapıldı. Birkaç gün önce de İsrail'le imzalandı ve 'daha sonraki aşamada Suriye'yle de benzer temasların başlaması bekleniyor'.
Ticaret Bakanlığı, fosil enerji kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda, uzman bir kuruluşun işbirliğinde, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin münhasır ekonomik bölgesi içerisinde, hidrokarbon ve doğalgaz yatakları aramak ve bunlardan yararlanmak maksadıyla 51 bin kilometrekarelik bir alanda iki boyutlu ve üç boyutlu sismik araştırmalar yapıyor."
Gazete Rum Dışişleri Bakanlığı mektubunda Türkiye'nin 2007'den beridir Rum yönetiminin sözde "münhasır ekonomik bölgesini" reddettiğinin ve bununla ilgili konularda ve araştırmalarda "kışkırtıcı faaliyetlerde bulunduğunun" savunulduğunu yazdı.
Habere göre mektupta "Bunlara rağmen Kıbrıs Cumhuriyeti olarak niyetimiz, münhasır ekonomik bölgemiz içerisinde hidrokarbon ve doğalgaz yatakları aramak, bulmak ve bunlardan istifade etmekle ilgili araştırma programları konusunda komşu ülkelerle görüşmelerimize devam etmektir" denildi.
EDEK Basın Sözcüsü Dimitris Papadakis; Rum yönetimi ve İsrail arasında imzalanan anlaşmaya Türkiye tarafından gösterilmeye devam eden tepkiler konusunda açıklama yaparak Güney Kıbrıs'ın "egemenlik haklarını kullanmaya devam etmesi ve hiçbir şekilde Ankara'nın tehdit ve teşviklerini dinleyerek geri adım atmaması gerektiğini" savundu. Papadakis "Türkiye'nin AB'ye yolculuğu Kıbrıs Cumhuriyeti'nden geçer... Bunu sonunda anlamamız gerekir" dedi.
Aynı gazete "Yunanistan ve Kıbrıs'ın İşbirliğinde Doğal Gaz İhracatı... Bölge İçin Plan Oluşturan İsrail'den Öneri" başlıklı haberinde Rum Yönetimi ile İsrail arasında geçen hafta imzalanan anlaşmaya İsrail adına imza atan Ulusal Altyapı Bakanı Uzi Landau'nun ülkesinin; Güney Kıbrıs ve Yunanistan'ın işbirliğiyle Avrupa'ya doğalgaz ihraç etme niyetinde olduğunu açıkladığını bildirdi.
Habere göre Landau Ajans France Press'e yaptığı açıklamada İsrail'in Avrupa'ya doğalgaz ihracatçısı olabileceğini, böyle bir planda yabancı yatırımcılarla, Yunanistan'la ve Güney Kıbrıs'la işbirliğine hazır olduklarını söyledi. Lübnan'ın itirazları ve İsrail'deki devlet kaynaklarından yararlanan şirketlerin vergileri konusundaki iç anlaşmazlıktan dolayı Tel Aviv'in bu planlarının ertelenebileceğini açıkladı.
Hayfa'nın kuzey ucundaki Tamar deniz bölgesindeki iki parselden birinde yaklaşık 8 milyon metreküp doğal gaz bulunduğuna işaret eden Landau, yakınındaki Leviathan parselinde bunun iki katı; İsrail'in 25 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek miktarda doğalgaz bulunuyor olabileceğini söyledi.
Gazete Noble Energy şirketinin 2009'da Tamar bölgesinin dünyadaki büyük doğalgaz keşfi olduğunu açıkladığını hatırlattı, ancak son keşiflerin anlaşmazlık bulunan sularda olduğunu, Lübnan ve diğer ülkelerin İsrail'in bu niyetlerinden endişe belirttiklerini yazdı.
Habere göre Landau kısa süre önce Güney Kıbrıs'la imzaladıkları anlaşmanın "İsrail'in kuzey deniz sınırlarını kesinleştirdiğini ve Lübnan'la deniz sınırlarını belirlediğini" savundu ve "Kıbrıs'la anlaşmamız Akdeniz'deki haklarımızı net şekilde belirliyor" diyerek Türkiye'nin eleştirilerini göz ardı etti.
Haravgi haberi "İsrail'den Avrupa'ya Kıbrıs Üzerinden Doğalgaz... İsrail Ulusal Altyapı Bakanı Planları Açıklıyor" başlığıyla aktardı.
Alithia "Doğalgaz Konusunda İsrail'in Kıbrıs ve Yunanistan'la İşbirliği... İsrail Avrupa'nın Doğalgaz İhracatçısı Olmayı Planlıyor. Lübnan'la İhtilaf ve Şirketlerin Vergilendirmesine Tepkiler Engel" başlığıyla okurlarına aktardı.
TAK
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.