GÜNEY KIBRIS
okuma süresi: 7 dak.

ABD ‘verimli hilal’ için pergelinin sivri ayağını Güney Kıbrıs’a sabitledi

ABD ‘verimli hilal’ için pergelinin sivri ayağını Güney Kıbrıs’a sabitledi

1974’ten beri adadaki Türk askeri varlığına “NATO şapkası” gözü ile bakan Rum yönetimi, geldiğimiz aşamada ABD’nin Mari'den tüm bölgeyi kontrolü amaçladığını göz ardı ediyor...

Yayın Tarihi: 24/11/24 12:07
okuma süresi: 7 dak.
ABD ‘verimli hilal’ için pergelinin sivri ayağını Güney Kıbrıs’a sabitledi

ABD Başkanlığını kaybeden Joe Biden'ın yeni Ukrayna kararları sonrası Rusya-Ukrayna savaşı dünyayı yeniden "Nükleer tehdit" gölgesine sürüklerken Amerika’nın, Kıbrıs adasında artık askeri varlığını açıktan gösterme niyetinde olduğu netleşti.

İngiliz üslerinin de konuşlu olduğu Kıbrıs Adası “Amerika, Kıbrıs’ta denge merkezini değiştiriyor mu?” sorularına neden olurken güvenlik çevreleri “Ortadoğu’nun arka bahçesi ve anahtarı Kıbrıs” diyor.

1974’ten beri adadaki Türk askeri varlığına “NATO şapkası” gözü ile bakan Rum yönetimi, geldiğimiz aşamada ABD’nin Mari'den tüm bölgeyi kontrolü amaçladığını göz ardı ediyor.

Mari'deki deniz üssü ile liman bölgesinde de genişletme çalışmaları yürüten Güney Kıbrıs, bu alanlarda ABD'den teknik destek de alıyor; Öte yandan helikopter üssünün Vasiliko Elektrik Santrali'ne komşu olarak inşa edilmesi de gündemdeki yerini koruyor…

Her ne kadar Rum yönetimine yönelik silah ambargolarının kaldırılması 1. Trump döneminde gerçekleşse de, konu ilk kez dönemin ABD Dışişleri Bakanı John Kerry döneminde gündeme geldi.

KIBRIS POSTASI JOHN KERRY’YE SORMUŞTU

2015 Aralık’ta Kıbrıs Postası, söz konusu perde gerisi gelişmeyi ülkemize gelen ABD Dışişleri Bakanına sormuş, yanıt dönemin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan gelmiş ve böyle bir kararın olmadığı iddia edilmişti.

Söz konusu karar Keryy dönemine değin uzanıyor.

O günden beri ABD, Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz ve Ortadoğu diyerek sistematik bir şekilde güç merkezini Rum Yönetimi lehine değiştirdiği değerlendiriliyor…

RUBİO İKİ MEKTUPLA HATIRLANIYOR: BİRİ MARAŞ, BİRİ FETÖCÜ KANTER

Öte yandan Yeni Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Kıbrıs dosyasına hakim olduğu ve senatör olduğu dönemde, Kıbrıs konusunda bazı girişimlerde bulunduğu bildiriliyor.

Rubio, Kıbrıs’ta Maraş bölgesindeki Türkiye’nin girişimleri ile FETÖ terör örgütü mensubu Enes Kanter hakkında Biden’a yazdığı iki ayrı mektupla hatırlanıyor.

Rum basınının Mari'deki Evangelos Florakis Helikopter Üssü ile ilgili yayımladığı haber fotoğraflarında, ABD'ye ait askeri iş makinelerinin bölgedeki çalışmalara doğrudan katıldığı geçtiğimiz haftalarda basına yansıdı.

Daha önce, ABD'nin bölgede gizli helikopter üssü bulunduğu iddia edilmiş, Pentagon hem bu iddiaları hem de Mari'ye üs kurulması konusuna dair soruları yanıtsız bırakmıştı.

Rum basınında Mari'deki helikopter üssüne ABD ordusuna ait Sikorsky UH-60 Black Hawk, Boeing CH-47 Chinook helikopterler ile bazı uçak gemilerinde bulunan, kısa pistlerin yanı sıra dikey iniş kalkış yapabilen V-22 Osprey hava araçlarının konuşlandırılacağı yazılıyor.

Washington'un Mari'deki üs aracılığı ile askeri olarak Doğu Akdeniz, Suriye, Lübnan, Filistin'e etki etme, İsrail'in güvenliğini sağlama ve Süveyş Kanalı da dâhil olmak üzere Kuzey Afrika'ya ulaşma imkânı kazanacağı ifade ediliyor...

Özel kuvvet harekâtları ile lojistik ikmal faaliyetlerinin yanı sıra üssün, insani yüzlü gösterilen operasyonlar ile askeri, sivil tahliyelerde kullanılabilir, deniyor.

OLASI SİYASİ TAVİZLERLE İLİŞKİLENDİRİLİYOR AMA İÇERİK YOK

Söz konusu gelişmelerin, Washington'un Güney Kıbrıs'a bazı siyasi tavizler vermesini de içerebileceği iddia ediliyor. Ancak bunun ne demek olabileceğine dair içerik üretimi yok.

Bunun AB-Güney Kıbrıs; Güney Kıbrıs-Türkiye ilişkilerine etkisi üzerine herhangi bir analizin bulunmaması da dikkatlerden kaçmıyor.

Rum Lider Nikos Hristodulidis, Amerikalıların Güney Kıbrıs’ta da Yunanistan’da olduğu gibi (Girit-Suda ve Dedeağaç) sürekli varlık gösterip göstermeyeceği yönündeki bir soruyu, "ABD’nin Kıbrıs’ta sürekli varlığını da Avrupa devletinin (Fransa) sürekli varlık göstermesini de göz ardı etmiyorum." diye yanıtlıyor.

Güney Kıbrıs’ta Ana muhalefet AKEL, açıklamalarında düzenli olarak, Rum Yönetiminin Gazze ve Lübnan konularında İsrail'e verdiği desteği eleştirerek, Hristodulidis'a bu politikalara son verme çağrısında bulunuyor.

KIBRIS'IN DAHİL OLDUĞU BEREKETLİ HİLAL NEDİR: "GÜNEYE BAKAN BİR ORDU"

(Arapça : الهلال الخصيب ), Orta Doğu'da hilal şeklinde bir bölgedir ve günümüzde Irak , İsrail , Ürdün , Lübnan , Filistin ve Suriye'yi , ayrıca Kuzey Kuveyt , Güneydoğu Türkiye ve Batı İran'ı kapsar. Bazı yazarlar Kıbrıs ve Kuzey Mısır'ı da dâhil eder.

Bereketli Hilal'in, insanların yeni evcilleştirilmiş bitkileri ürün olarak yetiştirmek için doğal bitki örtüsünü temizleme ve değiştirme sürecini başlatmasıyla yerleşik çiftçiliğin ortaya çıktığı ilk bölge olduğuna inanılıyor.

Mezopotamya'daki Sümer gibi erken insan medeniyetleri bunun bir sonucu olarak gelişti.

Bölgedeki teknolojik gelişmeler arasında tarımın geliştirilmesi ve sulama, yazı , tekerlek ve cam kullanımı yer alıyor ve bunların çoğu ilk olarak Mezopotamya'da ortaya çıktı.

"Bereketli Hilal" terimi arkeolog James Henry Breasted tarafından Avrupa Tarihinin Ana Hatları (1914) ve Antik Çağlar, İlk Dünya Tarihi (1916) adlı eserlerde popüler hale getirildi. Şöyle yazmıştır;

Güney'e bakan bir ordu gibi uzanır, bir kanadı Akdeniz'in doğu kıyısı boyunca uzanırken diğeri Basra Körfezi'ne uzanır, merkezi ise sırtını kuzey dağlarına yaslamıştır. Batı kanadının sonu Filistin'dir; Asur merkezin büyük bir bölümünü oluşturur; doğu kanadının sonu ise Babil'dir. [...] Bu büyük yarım daire, bir isim eksikliğinden dolayı, Bereketli Hilal olarak adlandırılabilir.

Antik çağda bu bölge için tek bir terim yoktur. Breasted'in yazdığı dönemde, bu bölge kabaca Sykes-Picot Anlaşması'nda Britanya ve Fransa'ya devredilen Osmanlı İmparatorluğu topraklarına karşılık geliyordu. Tarihçi Thomas Scheffler, Breasted'in Batı coğrafyasındaki "kıtalar, ülkeler ve manzaralar arasındaki klasik coğrafi ayrımları büyük, soyut alanlarla değiştirme" eğilimini takip ettiğini belirterek, Avrasya'yı bir "iç hilal" ile çevrili bir "pivot alanı" olarak kavramsallaştıran Halford Mackinder , Alfred Thayer Mahan'ın Orta Doğu ve Friedrich Naumann'ın Mitteleuropa çalışmalarıyla paralellikler çizdi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.