SAĞLIK
okuma süresi: 5 dak.

Masa başı çalışanlara kötü haber: Kasları zayıflatıyor, boyun ve bel fıtığı riskini artırıyor

Masa başı çalışanlara kötü haber: Kasları zayıflatıyor, boyun ve bel fıtığı riskini artırıyor

Hareketsiz bir yaşam kas-iskelet sistemini ve omurga sağlığını olumsuz etkiliyor, sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor...

Yayın Tarihi: 17/09/24 08:44
okuma süresi: 5 dak.
Masa başı çalışanlara kötü haber: Kasları zayıflatıyor, boyun ve bel fıtığı riskini artırıyor
A- A A+

Gün boyu masa başında sabit bir şekilde çalışmanın kasların zayıflamasına ve esneklik kaybına neden olabileceğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Gamze Demircioğlu, boyun ve bel fıtığı riskinin azaltılması için alınacak tedbirlere dikkat çekti.

Demircioğlu, “Ergonomik bir çalışma alanı oluşturulmalı, ayarlanabilir yükseklikte bel destekli bir sandalye kullanılmalıdır. Kollar masadan destek almalı, baş öne çıkıyorsa sandalyeyi masaya yaklaştırarak doğru postür korunmalıdır. Diz ve kalça 90 derece olmalı, ayak altına destek konulmalı ve bacak bacak üstüne atmaktan kaçınılmalıdır. En önemlisi, her yarım saatte bir kalkıp kısa yürüyüşler ve esneme hareketleri yapılmalıdır” dedi.Dr. Öğretim Üyesi Gamze Demircioğlu, özellikle gün boyu masa başında hareketsiz şekilde çalışan kişilerde ortaya çıkabilecek sorunlara ve bunların önlenmesine ilişkin değerlendirmede bulundu.

“SAATLERCE HAREKETSİZ KALMAK, KAS-İSKELET SİSTEMİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”

Günümüzde ofiste özellikle masa başında çalışan kişiler için uzun süre masa başında oturmanın ve bilgisayar ekranına bakmanın yaygın bir hale geldiğini belirten Demircioğlu, “Bu durum, modern yaşamın bir gerekliliği olarak kabul edilse de sağlık açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Bilgisayar başında uzun saatler boyunca hareketsiz kalmak, kas-iskelet sistemi üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir” uyarısında bulundu.

Bütün gün bilgisayar başında hareketsiz kalmanın kasların zayıflamasına ve esneklik kaybına neden olabileceğini belirten Demircioğlu, “Bu durum bel, boyun, kalça, diz ve omuz ağrıları, kas gücü kaybı, el bileği ağrıları ve tuzak nöropatilerine bağlı uyuşmalar gibi çeşitli kas-iskelet sistemi sorunlarına yol açabilir. Ayrıca uzun süreli oturma, kifoz, lordoz gibi omurga duruş bozukluklarına neden olabilir. Bunun yanı sıra bel ve boyun fıtığı gibi kronik ağrıların gelişmesine de zemin hazırlar” diye konuştu.

“DOLAŞIM SİSTEMİ VE GÖZLER DE ETKİLENİYOR”

Bilgisayar ekranına uzun süre bakmanın göz yorgunluğu, bulanık görme ve baş ağrısı gibi sorunları beraberinde getirebileceğini kaydeden Demircioğlu, “Hareketsizlik, dolaşım sistemini olumsuz etkileyerek venöz staz ve varislerin oluşumuna, ödem ve derin ven trombozu riskinin artmasına neden olabilir; bu durum kardiyovasküler hastalıkların gelişimine yol açabilir.” uyarısında bulundu.

“ÇALIŞMA ORTAMINDA ERGONOMİK EKİPMANLAR KULLANILMALI”

Bu sorunların önlenmesinde bazı tedbirlerin alınabileceğini ifade eden Demircioğlu, fizyoterapi ve rehabilitasyon yaklaşımlarının, ofis çalışanlarının karşılaştığı bu tür sağlık sorunlarının yönetiminde büyük önem taşıdığını söyledi. Dr. Öğretim Üyesi Demircioğlu, “İlk adım, ergonomik değerlendirmeler yaparak, çalışma ortamının ve alışkanlıklarının yeniden düzenlenmesidir. Ergonomik ofis ekipmanlarının kullanılması, omurga sağlığını korumak açısından kritik bir rol oynar.

Ayarlanabilir sandalyeler, uygun yükseklikteki masalar ve monitörler, doğru oturma pozisyonunu teşvik eder ve kas-iskelet sistemi üzerindeki stresi azaltır” diye konuştu.

“KİŞİYE ÖZEL EGZERSİZ PROGRAMLARI UYGULANABİLİR”

Bel ve boyun fıtığı tedavi sürecinde, fizyoterapi ve rehabilitasyon yaklaşımlarının geniş bir yelpazede uygulandığını vurgulayan Demircioğlu, “Fizyoterapistler, kişiye özel egzersiz programları ile kasların güçlenmesini, esnekliğin artmasını ve postürün düzeltilmesini sağlar. Manuel terapi teknikleri, masaj, mobilizasyon ve kinezyoteyp uygulamaları, ağrılı bölgelerde destek sağlar ve ağrı yönetimini kolaylaştırır. Elektriksel stimülasyon, ultrason ve sıcak-soğuk tedavileri gibi fizyoterapi modaliteleri de bu süreçte yardımcı araçlar olarak kullanılabilir. Her bireyin durumu farklı olabileceğinden, bu tür tedavi yöntemlerine başlamadan önce mutlaka bir uzmana danışmak en doğru yaklaşım olacaktır. Uzmanlar, kişiye özel tedavi planları oluşturarak en uygun yöntemleri belirler” dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.